Ziyaretçi çalışmalarına hızlıca başlayan İpekyolu Fuarcılık’ın yöneticisi Mahmut Er ile sektöre geri dönmesindeki etkenleri, sektör adına ne gibi değişiklikler planladığını, fuarcılıktaki başarılarını konuştuk. Mahmut Er, Kozmetik sektöründe ilerleme kaydedilen bir dönemde iken, dünyada yaşanılan olumsuzluklardan etkilenen ülkemiz ekonomisine katkıda bulunup tanıtabilmek adına 2-3-4 Ekim 2019 tarihinde gerçekleştirilecek Beauty İstanbul Fuarı için, sektörde yer edinmiş markaları ağırlayarak Türk ihracatçı firmalarına kazanç sağlayacakları iddialı bir fuar ile geldiklerini ifade etti.
Mahmut Er kimdir, kısaca bir tanıyabilir miyiz?
Yaklaşık 20 yıldır İpekyolu Uluslararası Fuarcılık Şirketinin kurucusu ve yöneticisiyim. Fuarcılık sektöründen önce profesyönel olarak 5 yıl ihracat firmasında yöneticilik yaptım. Fuarcılık sektöründe ise ilk zamanlarda Türk firmalarımızın yurt dışındaki fuarlara başta Dubai, Türki Cumhuriyetler, Kazakistan, Rusya olmak üzere, katılımlarını yaptık. Elektrik, makina, boya, tekstik, gıda, inşaat ve medikal gibi birçok sektör fuarıyla çalıştık. Türkiye ihracatının yeni yeni filizlendiği dönemlerde başlattığımız ve bir kısmının çok iyi yerlere geldiği fuarlarımız var, bunlar tabiiki de bizim için gurur kaynağı. İlk olarak 1999 yılında Kazakistan’da başlamıştık fuarcılığa ki o dönemler Türki Cumhuriyetlerin kalkınmaya başladığı yıllardı. Biz de hep kendi mesleğimizde potansiyel olan coğrafyalar ve potansiyel olan sektörleri seçmeye çalıştık. Kısacası bardağın doldurulma potansiyelini görmeye çalıştık. Oto yedek parçadan ev tekstiline, sanayiden elektrik ve makinaya varana kadar birçok sektörle çalıştık. Dubai’nin henüz popüler olmadığı hiç kimsenin gitmek istemediği dönemlerde Türkiye olarak bir potansiyel olduğunu gördük ve firmalarımızı Dubai’ye götürmeye başladık. Elektrik, medikal sağlık, makine, kırtasiye, kuyumcu ve kozmetik gibi sektörlerdeki firmalarımızı önem verilen tüm fuarlara götürdük. 2005 yılına kadar çoğu firmalarımızı ikna etmek zor oldu fakat popülaritesi artmaya başladığında firmalarımız da daha çok ilgi göstermeye başladı. Dolayısıyla biz de 2001-2010 yılları arasında Dubai’deki birçok fuarın Türkiye katılımlarını yaptık. Bu süreçte nacizane ihracatımızın sadece Dubai ile sınırlı olmayacağını gördük. Türk firmalarının Dubai dâhil Körfez ülkelerine ve çevre ülkelere yayılmasının ve birçok sektörün ihracatının artması konusunda çorbada tuzumuz olduğuna inanıyoruz.
2000’li yılların başında Türk firmalarını Moskova Ukrayna gibi destinasyonlardaki fuarlara götürmeye başladık. Ordaki fuarlarda da boya, plastik ve kozmetik gibi birçok sektörden firmamız yer aldı
İhracatçı firmalar arasında özellikle tercih edilmenizin sebebini ne olarak görüyorsunuz? Kozmetik sektörü olmak üzere birçok sektör tarafından aranan isim olduğunuzu biliyoruz, bunu nasıl sağladınız? Geri dönüşünüzde sizi etkileyen faktörlerin başında ne geliyor?
Teveccüh gösteriyorlar sağolsunlar. Yaptığımız işlerin karşılığında böyle bir takdir almak, bizim için maddiyattan çok daha önemli bir şey, aynı zamanda bir gurur vesilesi. Mesleki açıdan da bir motivasyon kaynağı olduğunu söyleyebilirim, ayrı ayrı teşekkür ediyorum herkese. Birincisi, hizmet sektöründe olduğumuzu unutmamak lazım, bir işi yaparken sunacağınız ürünlerin kaliteli olmasına özen göstermek lazım. Nasıl ki restorantta yemeklerin iyi olması gerekir bizim işimizde de fuarlarımızın kaliteli olması gerekir. İkincisi, verdiğiniz servis hizmetinin iyi olması lazım, restoran örneğinden devam edersek garsonun müşteriye tavrının verdiği hizmetin iyi olması gerektiği gibi fuarcılıkta da bu ikisini birleştirmek gerekir ki bu elbette kolay değil.
“Fuarcılıkta belli başlı ana kriterler var. Birincisi, öncelikle başarılı olabilmek için sadece fuar organizatörlerinin değil, fuarcılıkla ilgili birçok yan kalemlerin iyi olması lazım. Stant, fuar alanı, yer temini, ışıklandırma gibi birçok kalem var. İşimiz biraz siyasetçilerin ki gibi aslında. Nasıl ki siyasetçiler hizmet vaadi karşılığında oy istiyorlar, biz de katılımcılarımızdan hizmet ve müşteri getireceğimiz sözüyle, ücret talebinde bulunarak fuarlarımızı gerçekleştiriyoruz. Bu anlamda firmaların gelecek projelerimize, bize inanmalarını sağlamaya çalışıyoruz. Bu yüzden insanları ikna etmek hem kolay hem de çok zor, çünkü ileriye dönük bir projeye göre plan, yatırım yapmaları gerekiyor. Bu süreçte biz de işimizi en doğru şekilde yapmaya çalışıyoruz.
İkincisi, bu iş her zaman para için yapılacak bir şey de değil, zor bir meslek, dinamik bir meslek; riskli, çok kırılgan, en ufak bir ekonomik problemden etkilenen bir yapısı var. Fuarın da insan gibi bakıma ihtiyacı var, belli bir yaşa gelmesine rağmen nasıl sevgimizi ve desteğimizi insanlardan esirgemiyorsak fuarları da belli bir noktaya getirdikten sonra bile aynı çizgide devam etmesini bekleyemessiniz. Sürekli ardından ittirmek, çalışmak, yenilemek, dinç tutmak ve reklam çalışmaları yapmak durumundasınız yoksa Allah muhafaza 50 yıllık bir geçmişi olan bir fuar bile 3-5 yıl içerisinde çöküşe geçebiliyor.
Üçüncüsü ise, işinizi yaparken severek çalışıyor ve sadece kendiniz için değil çalıştığınız sektöre, aynı zamanda ülkenizin topyekün ihracatının gelişmesine katkıda bulunup o işten de haz alıyorsanız bu işi en iyi en başarılı şekillerde yapabilmek için önünüzde engel kalmamış demektir. Para kazanmak her zaman önemli olmuyor, tabiki ticaretle uğraşıyorsunuz elbette karşılığını alırsınız ama bir tabir vardır “para her zaman kazanılır kaybedilir ama itibar kazanılması zor kaybedilmesi çok kolay bir meziyettir.” Artı olarak “başarı herkeste olur fakat Allah parayı dilediğine verir” diye söylenilir, biz de bunları bir arada tutarak işimizi yapmaya çalıştık, çalışıyoruz.”
Yeni fuarınızla sektöre alışılagelmişin dışında bir başlangıç yaparak öncelikle ziyaretçi çalışmalarından başladınız buradaki amacınız nedir, neden böyle bir başlangıç yaptınız?
“Tekrardan sektöre dönmek çok aklımızda olmadığı gibi son birkaç ayda gelişen bazı olaylar dolayısıyla sektöre geridönüş yapmak ihtiyacı doğdu. 3-4 ay gibi bir süre içerisinde gerek yurtiçi gerek yurt dışındaki yetkililerle gerekse kendi meslektaşlarımızla görüşerek birtakım genişletme ve yenilenme çalışmaları içerisine giriştik. Önümüzdeki günlerde bu çalışmalarımız daha da netlik kazanacak.
Örneğin önceki fuarın ismini sektörde bir anket çalışması yaparak belirlemiştik, önümüzdeki fuar için de aynı şekilde bir fikir alışverişi yaparak fuarın ismi ve zamanı konusunda ortak bir karar almaya çalıştık ve 2-3-4 Ekim 2019 tarihini belirlerdik. Burada eskiden beri fuarcılık anlamında izlediğimiz bir yol olarak öncelikle müştericiyi satıcıya getirmek, alıcının varlığını gören üretici, sanayici, ihracatçı firmalar; alıcının/ziyaretçinin varlığını, ekibin çalıştığını ve fuarın iş yaptığını fark ettiklerinde firmalara, sizin gelin katılın demenize gerek yok. . Fuar bu çalışmalarıyla zaten kendini anlatmış firmayı kendisine bağlamış olacaktır. Diğer türlü bir alıcı potansiyeli ortaya koymadıktan sonra fuarcı olarak sizinde firmalarında risk oranı yüksek olacaktır. Bunu daha önce İstanbul’da gerçekleştimiş olduğumuz kozmetik fuarında ve yurt dışında gerçekleştirdiğimiz Kazakistan, Tacikistan fuarlarında da deneyimledik. Önümüzdeki fuar için 20 aydan fazla bir süreyi layıkıyla bir ziyaretçi çalışması yapabilmek için belirledik.”
Kozmetik sektöründeki 20 yıla yaklaşan yurt içi ve yurt dışında edindiğimiz tecrübelerimizle kozmetik sektörünü önemli fuarlara taşıyarak ciddi başarılar ve getiriler elde ettik. 3 yıla yakın bir dinlenme sürecinden sonra yepyeni bir dinamizmle geri döndük.
Bu süreçte neleri daha iyi yapabiliriz, hatalarımız neler, daha iyi hangi noktalarda çalışabiliriz diye düşünme fırsatı elde etmiş olduk. Bu fuarda da hedefimiz öncelikli olarak yurt dışından alıcı/ziyaretçi getirmek. Devamlı olarak çalıştığımız komşu coğrafyalar, Orta Doğu, Kuzey Afrika, Eski Sovyet Coğrafyaları, Türki Cumhuriyetler, Balkanlar ve Avrupa haricinde Afrika’nın daha aşağılarına, Sahra Altı Afrika, Güney Doğu Asya, Latin Amerika gibi yerler e de ulaşmayı hedefleyip ve bu bölgelere biraz daha öncelik vermeyi planlıyoruz. 20 ay gibi bir süre içinde tanıtım için fuarlara katılacağız, yazılı, görsel ve dijital medyayı aktif bir şekilde kullanacağız. Bizi bekleyen bu uzun hazırlık dönemi içerisinde önceliğimiz olan alıcı/müşteriye ulaşarak katılımcılarımıza cazip fırsatlar sunmak için çalışmalarımızı gerçekleştireceğiz.
Beauty İstanbul Fuarı için belirlediğiniz kriterler var mı?
Önceliğimiz Türkiye’nin kozmetik sektöründe öne çıkması, kozmetik ihracatının artması İstanbul’da gerçekleştireceğimiz fuarımızda, Tük firmalarımızı kendi ülkelerinde daha da öncü konuma getirerek rahat bir ortam sunmak çabası içerisindeyiz. Yurt dışında bir katılım sağladıklarında firmalarımızın en az 5-10 katı bir maliyet yükü oluyor. Kendi evinde katılım sağlayan firmalarımıza bunu daha az bir maliyetle sağladığımız için hem maddi hem manevi açıdan bir rahatlık sunmuş oluyoruz. İstanbul’da olması Türk firmalarımız açısından her türlü avantaj. Neden? Çünkü katılan alıcı müşterilere Türk kültürünü tanıtma fırsatı, Türk insanını dışarıda lanse edildiğinin aksine tanıtma fırsatı ve fabrikalarına götürüp üretim tesislerini, şartlarını gösterme fırsatı sunarak belki de ihracat oranlarını yükseltmeye dair büyük adımlara vesile olacağız. Dolayısıyla da Türkiye sınırları içerisinde gerçekleşecek Beauty İstanbul Fuarı katılımcılara satıcı ve alıcı olmak üzere her iki açıdan da kat kat kazanç sağlayacak.
Her açıdan fayda sağlayacak olan Beauty İstanbul Fuarı için yerel yönetimlerden maddi manevi bir destek bekliyor musunuz? Buradan bir çağrı yapmak ister misiniz?
Manevi teriminiz güzel bir ifade. Yerel yönetimlerin illaki bir maddi destek vermesi gerekmez. Fakat yerel yönetimler tarafından maddi açıdan desteklenen Adana, İzmir, Antalya, Bursa, Konya gibi anadolu şehirlerimizde fuarlarımız var. Maalesef İstanbul’daki öncelikler farklı olduğu içindir ki maddi açıdan destek gelmemekte. Bu konuda fuarların belediyemiz, ticaret odamız ve bakanlığımız tarafından da desteklenmesi lazım. Bu her zaman maddi bir destek de değil, bahsettiğimiz kurum ve kuruluşlar tarafından yurt dışında fuarlarımızın tanıtımına katkı sağlayabilecek her türlü imkânı, fuar organizatörlerini yalnız bırakmadan onların yanında olmaları manevi açıdan en büyük desteklerden biri olacaktır. Fakat bunların çok sağlandığını söylemek mümkün değil ama belki ilerleyen zamanlarda gelişmeler olur diye ümit ediyoruz.
Bir fuar organizatörü olarak başta İstanbul olmak üzere fuar merkezlerinin yeterli olduğunu düşünüyor musunuz? Bu alanda yatırımlar yapılmalı mı?
Şuan için fuar merkezlerimiz metrekare bakımından yeterli. Öncelik olarak fiziki şartları ve hizmet kalitesi açısından iyileştirilmesi gerekli. Fuar ve fuar merkezleri daimi yatırımlar olduğu için bu konuda iyilştirmelere gidilmesi önemli bir konu. Yer bakımından fuar alanları alıcı müşteri olduktan sonra çokta önem arz etmiyor.
Beauty İstanbul Fuarı’nda İkinci Bahar Sürprizleri Var!
Son olarak ne eklemek istersiniz?
“Bir hazırlık süreci içerisinde olduğumuz ve sektöre geridönüş yolunda ‘ikinci baharımızın’ ilk adımı olan Beauty İstanbul Fuarı’nda daha önce bizi desteklemiş, büyümemize katkıda bulunmuş bütün firmalarımıza bir takım jestler yapmayı planlıyoruz. Bütün sektörlerin desteklerine talibiz. Çıkmış olduğumuz bu ikinci bahar yolunda sektörün eksik ve gerikalmış noktaları varsa bunları tamamlamaya içerik noktasında ambalaj ve sektörü destekleyici ürünler satan firmalarımıza daha çok yer vermek ve farklı kurumlarla iş birliği yaparak içeriği zenginleştirmek açısından çalışmalarımız olacak.”
#MahmutEr, #röportaj, #fuar