Kısa sürede attığı dev adımlarla kozmetik piyasasına adını altın harflerle yazdıran Malva Cosmetics’in başarıya giden öyküsünü, Satınalma Müdürü Fırat Yılmaz ile konuştuk.
Ürünlerini tüketici gözüyle inceleyip, “Benim ürünüm” diye sahiplendikten sonra üretime geçtiklerini anlatan Fırat Bey, “Asıl hedefimiz kadının memnuniyeti. Çünkü bizim amacımız kadına bir tane ürün satmak değil, A’dan Z’ye bütün makyajını Topface ile yapmasını sağlamak” şeklinde özetliyor.
Malva Cosmetics’in Türkiye’deki serüveni bugüne nasıl geldi biraz bahseder misiniz?
“Yılların verdiği birikimle, üretim ağının genişletilmesi talep edildiğinde Türkiye her zaman sıcak bakılan ülkeler arasında olduğu için öncelik sıramızda yerini aldı. Üretim, ihracat ve dağıtım anlamında Türkiye’deki bir takım avantajlarımızdan dolayı bu ülkeyi tercih edip, üretim çalışmalarına başlamış olduk. Geçmişi çok eskilere dayanan Malva cosmetics’in, Türkiye’deki üretim faaliyetleri yaklaşık olarak 3 yıla tamamlanmış oldu. Türkiye ayağında hem ekip hem de ürün yelpazesi olarak büyüme skalasında ilerleme kaydettiğimizi görüyoruz. Bu noktada tamamen hedefimiz kaliteli ürünü ucuz bir şekilde piyasaya sunabilmekti. Önceliğimiz ihracat olduğu için bunu nasıl yapacağımıza ve avantajlarımızı nasıl kullanacağımıza karar vermemiz gerekiyordu. Malum ürünleri hazırlayabilmek için formülasyon, test ve ambalajlanma gibi ciddi bir süreç gerektiğinden Ar-Ge gurubumuzla birlikte çalışmalarımıza başladık.
2017-2018 yıllarındaki değişikliğimize gelince; şu anda piyasaya çıkacak olan yaklaşık 34 tane ürün gamımız var ve bunlar günden güne artıyor.
Gücümüzü Kalitemiz Anlatıyor
Malva Topface ürünlerini mevcut ürünlerle kıyaslayacak olursak, neler söyleyebilirsiniz?
“Kalite standartlarına baktığımız zaman dünya standartlarının üzerinde olduğumuzu söyleyebiliriz. Strateji olarak medium gibi olsak da tamamen selektif grubuna yakın bir kaliteyle çalışıyoruz. Öncelikle bütün çalışanlarımızla birlikte test edip öncelikle ürünlerden kendimiz tatmin olursak piyasaya sunmaya başlıyoruz, fakat memnun kalmazsak kesinlikle üründen vazgeçip yeniden üzerinde çalışmalar yapıyoruz. Ürün kullanım aşamasında tüketici gözüyle inceliyoruz, kullandığımız zaman ‘Bu benim ürünüm’ diyebiliyorsak eğer, imzamızı atıyoruz ve üretime geçiyoruz. Asıl hedefimiz kadının memnuniyeti, çünkü bizim amacımız kadına bir tane ürün satmak değil, kadının A’dan Z’ye bütün makyajını Topface ile yapmasını sağlamak ki ürünlerimizin kalitesini gördükten sonra biliyoruz ki devamı gelecek. Müşteri memnuniyeti odaklı çalışıyoruz, bayilerimizden gelen talepleri kulak arkası yapmadan ciddi bir şekilde değerlendiriyoruz. Değerlendirmelerimiz sonucunda taleplerin artış oranlarını ve marka bilinirliğinin ne kadar arttığını da tek tek inceleyerek raporluyoruz.
İhracat yaptığınız ülkelerde ne gibi çalışmalarda bulunuyorsunuz?
“Öncelikle rakiplerimizi inceliyoruz. Teknik analizlerle sağlam adımlar atmaya çalışıyoruz. Hatta ülke bazlı renkleri de inceleyerek renk kartelamızı ülkelerin ten renklerine göre belirleme odaklı çalışıyoruz. Raftaki ürünlerin bizi yönlendirmesiyle arz edilebilecek ürün çeşitlerimizi belirliyoruz. Çünkü kadınların belli başlı alışkanlıkları var ve bu alışkanlıklarından kolay vazgeçmeyecekleri bilindiği için bunu kendi lehimize çevirerek pazardaki yerimizi daha sağlam bir temele oturtuyoruz.”
Öncelikli İlkemiz İnsan Sağlığı
Ürünlerinizden bahsedelim biraz da. Malva Topface tüketicilerini neler bekliyor?
“Ürünlerimiz kesinlikle dermatolojik olarak bütün testlerden geçiyor. Bizim için en önemli ilkelerin başında insan sağlığı geliyor. Kesinlikle ilk amacımız para kazanmak değil güvenilir bir marka olmak. Ürünlerimizi kullanan müşterilerimizden olumlu tepkiler aldığımızda bunun mutluluğunu yaşıyoruz, bunlar bizi motive ederek her anlamda çalışmalarımıza dört elden sarılmamıza sebep oluyor. İçerik olarak baktığımızda özel formülasyonlarımız var. Ürünlerimizin bütün testlerini yaptıktan sonra nihai tüketiciye ulaştırıyoruz. Yeni serimiz bizim için çok önemli “bangır bangır geliyoruz” diyebiliriz Topface ailesi olarak.
İç Pazara İddialı Gireceğiz
İhracat odaklı bir firmasınız. Türk pazarına girmeyi düşünüyor musunuz? 2018 yılı için hedefleriniz neler?
“Aslında iç piyasada yokuz diyebiliriz. Yeni bir zincir grubuyla el sıkıştık ve belli noktalarda deneme aşamalarındayız. Daha çok taze diyebiliriz.
Şu an için bir noktada varız, fakat bu bir deneme süreci. Yani rakiplerimiz karşısında nerde olduğumuzu görebilmek adına bir analiz süreci başlattık.
Kasa çıktılarımızdan gayet memnunuz, iyi tepkiler alıyoruz, analiz sonuçlarımız bizi çok mutlu ediyor. İç Pazar konusu hedeflerimiz arasında var. Sadece stratejilerimizi oturtmaya çalışıyoruz. Muhtemelen 2018’in ikinci yarısından itibaren bu planlarımızı gerçekleştirebileceğiz ama bu kısmı biraz sürpriz olsun. Topface iç pazarda da çok güzel bir şekilde yer almış olacak.”
Türkiye Ambalaj Sektörü Sıkıntılı
İç pazarda ambalaj ihtiyacınızı karşılayabiliyor musunuz?
“Özellikle tedarik konusunda ve fiyatlandırma konusunda hiç rekabetçi olmadıklarını söyleyebiliriz. Kalite konusuna gelince, istediğimiz kalitede ürünü bulamıyoruz. Türkiye’de ambalaj firmaları bizi fazlasıyla sınırlıyor fakat yurt dışına baktığımızda, ambalaj firmaları daha rekabetçi ve daha profesyonel. Uzak Doğu firmalarından biriyle görüştüğümüzde onlara bir numune verip bu ambalajı istiyorum dediğinizde, öncelikle onun ön çalışmasını ve çizimini yapıp daha sonra örnek bir numunesini göndererek bizim beğenimize sunuyorlar. Bu konu bizim gibi firmaların bence kanayan yarası. Çünkü tek bir kalıpla çalışma yaptıkları gibi ellerinde bir ürün kartelası da bulunmuyor. Müşterilerine farklı seçenekler sunmayarak dış ülkelere yönelmelerine ve harcanan belki de milyonlarca doların dışarıya gitmesine sebep oluyorlar. Diğer büyük bir sorunumuz ise yıllık 500 milyon üretime sahip olan oje ve oje şişesine. En fazla ambalaj ihtiyacının duyulduğu bu ürün için Türkiye’de üretim yapan maalesef ki hiç bir firma yok. Neden, çünkü düşük maliyetli bir üretim olduğu için hiç bir firma bununla uğraşmak istemiyor ve bu konuda da bizim gibi firmaları dış pazara yöneltiyor.
İnanıyoruz ki ambalajla ilgili sorunlarımız en kısa zamanda büyük bir sorun olmaktan çıkıp, bizim gibi firmaları dışa bağlılıktan kurtararak dışarıya akan milyon dolarları kendi ülkemizin ekonomisine kazandırmamızı sağlayacak.”
Sektörün problemleri konusunda söylemek istediğini bir şey var mı?
“Kozmetik sektörü olarak her anlamda daha çok birlik olmalıyız. Çünkü sektör olarak sorunlarımız ortak ve bunların çözümleri için hep birlikte hareket etmeliyiz. Birlik oluyoruz evet ama bu sadece Ekonomi Bakanlığı’nın yaptığı toplantılar esnasında. Toplantı dağıldıktan sonra birimizin bir sorunu olduğu zaman bunu bireysel yapmak zorunda kaldığını görüyoruz. Hâlbuki şu an örnek veriyorum, Irak’a mal göndermeye çalıştığımda gümrükte sorun yaşıyorsam, A firması da B firması da aynı sorunu yaşıyor. Bunun için toplu halde hareket edersek bir şeylerin üstesinden gelebiliyoruz daha önce ortaya çıkan bir sorunumuz için birlikte hareket ettiğimizde çözüme ulaştığını görmüş olduk. Kozmetik sektörü olarak Ekonomi Bakanlığı’nın büyük oranda desteğine ihtiyacımız var. Ülkelerdeki sıkıntıları, prosedürleri, değişiklikleri biz o ülkeye mal gönderdiğimiz zaman gümrük aşamasında öğreniyoruz ve bu da bizi her açıdan zora sokuyor. Ekonomi Bakanlığı sürekli takip etikleri halde bizleri bu durumlardan haberdar etmiyorlar. Buradaki bilgi akışının sürekli hale gelmesi bizi her açıdan daha rahatlatacak ve Türk kozmetik sektörü olarak daha büyük ataklar yapmamıza da vesile olacaktır.”
#MalvaCosmetics, #FıratYılmaz, #kozmetik