İnsanlar artık, kendilerini güzel hissettikçe ruhlarının da beslendiğinin farkına vardılar. Bu arada, estetik alanındaki gelişmeler ve uygulanmaya başlayan yeni yöntemler de kişilerin ilgisini çekti.
Superplast Estetik Cerrahi Merkezi’nden Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Hüseyin Güner, değişen estetik eğilimlerine ve ülkemizin bu konudaki rolü üzerine ipuçları veriyor. Estetik alanında uygulanmaya başlayan yeni yöntemler, kişilerde farkındalık oluştururken, uzmanların da artmasını sağladı. Artık daha az cerrahi müdahale gerektiren ve iyileşme süreçlerinin daha kısa olduğu yöntemler uygulanıyor. Operasyonlardan önce hastalardan öncelikle beklenen ise bedenlerinin beğenmedikleri yönlerini tam olarak değerlendirmeleri. Ameliyatın sihirli bir değnek gibi tüm problemleri çözmeyeceğini bilmeleri ve olası kötü sonuçlar ile operasyon sonrası problemler hakkında mutlaka doktordan bilgi istemeleri de bekleniyor. Dolayısıyla, estetik trendleri değişirken insanlar da daha bilinçli hale geliyor.
İnsanlar ne istediğini biliyor
Superplast Estetik Cerrahi Merkezi’nden Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Hüseyin Güner, değişen estetik trendlerine ve ülkemizin bu eğilim arasındaki rolüne ilişkin şunları söylüyor: “Son 5 yılda estetik eğilim, teknolojinin daha yoğun kullanıldığı daha az cerrahi girişim gerektiren, hatta cerrahi işlem gerektirmeyen ve iyileşme süreçlerinin çok daha kısa olduğu yöntemler yönünde değişti. Örneğin; klasik liposuction yerine lazer lipoliz, klasik yüz germe yerine kısa izli yüz germe daha çok uygulanıyor. 2011’in en çok tercih edilen ilk 10 uygulaması burun estetiği, liposuction, meme büyütme ve küçültme ameliyatları, karın germe, saç ekimi, göz kapağı ameliyatları, yüz gençleştirme ameliyatları ve kepçe kulak ameliyatları oldu. Ama genelde en sık uygulanan işlemler botox, dolgu, lazer epilasyon, lazer ve kök hücreyle yüz gençleştirme işlemleri, ultrasonografi ve radyofrekans ile yüz germe gibi ameliyat dışı yöntemler. Son 6 ayda bu işlemlerden silikonla meme büyütme işlemi yerine kök hücreden zenginleştirilmiş yağ hücresiyle meme büyütme işlemi daha çok tercih ediliyor. 20-30 yaş arası kadınlarda en sık liposuction, meme büyütme ve burun ameliyatları yapılırken, 30-50 yaş arasında göz çevresi estetikleri, meme küçültme ve dikleştirme işlemleri en sık gerçekleştiriliyor. 50 yaş ve üzeri kadınlara ise en çok yüz gençleştirme ameliyatları uygulanıyor.
Ülkemize hasta akıyor
Son yıllardaki gelişmeler, estetik operasyonlar için ülkemize gelen turist sayısında ciddi artış olduğunu ortaya koyuyor. Türkiye’nin 2015 yılında 1 milyon yabancı hastaya hizmet verecek şekilde yaklaşık 8 milyar dolarlık özel ve kamusal medikal yatırımda bulunacağı da biliniyor. Medikal turizmin, özellikle plastik cerrahi alanında talep oluşturmaya devam edeceği ise öngörüler arasında…Medikal turist sayısında her yıl yaklaşık olarak %20-30’luk artış gözleniyor. Hizmet veren hekimlerimizin mesleki donanımlarının üst düzeyde olması ve yine donanımlı hastane ile sağlık personeli sayısının fazlalığı, bu ilgiyi olumlu anlamda etkiliyor. Fiyat uygulamaları da talebi etkileyen unsurlardan biri olarak göze çarpıyor. Örneğin, yağ aldırma operasyonlarında dünya sıralamasına bakıldığında en uygun fiyata Singapur’un sahip olduğu, ikinci sırada ise Türkiye’nin geldiği görülüyor. Bu iki ülkeyi sırasıyla Tayvan, Almanya, İngiltere ve ABD takip ediyor.