AKOS Kozmetik Genel Müdürü İsmet Arslan, kozmetik sektöründe kaliteli üretime önem verilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Kozmetik sektöründe ülke olarak kaliteli üretime önem verilmesi gerektiğine dikkat çeken Arslan, bunun ülke imajı açısından önemli bir şey olduğunu belirtti ve son olarak Türk malı ürünlerin tüketicide soru işareti bırakmayacak
düzeye getirilmesinin önemine vurgu yaptı.
1971 yılında ithal ürünler getirtip satarken “yerli” bir ürün hedefi koyan AKOS Kozmetik Genel Müdürü İsmet Arslan, o zamanlar piyasadaki algının böyle bir ürünün üretilemeyeceği yönünde olduğunu çünkü hep ithal ürünlerin tercih edildiğini söyledi. Ürünlerinin sadece yüzde 15 kadarını ihraç ettiklerini belirten Arslan, “Global ekonominin düşmesi bizi yine de etkiliyor. Avrupa’ya mal satmak Orta Doğu’ya satmaktan daha zor… Yurtdışında yeterli talep olmayınca bu kez de kredili satış talepleri geliyor” dedi.
500 Milyar Dolarlık Hedefte Kozmetiğin Payı
Türkiye’nin 500 milyar dolarlık ihracat hedefinde kozmetik sektörünün katkısının büyük olacağını düşünen Arslan,
“Kozmetik sektöründeki hacim artarken tüketim de buna paralel gidiyor. Bu tamamen gelir oranına bağlı. Türkiye’de yapılan bir araştırmaya göre tüketici kozmetik ürünlere çok az kaynak ayırıyor. Avrupalıya göre kozmetiğe
ayırdığımız bütçe çok düşük. Bunun artmasını bekliyorum” dedi.
Kayıt Dışı Ekonomi Devam Ediyor
Uluslar arası pazarda rekabet edebilmek için devletten yeterli desteği göremediklerine de değinen Arslan, “Bazı noktalar var; teknik eleman çalıştırırsanız bir kısmını devlet karşılıyor ya da serbest bölgeler kalkınmada öncelik arz ediyor ama işimiz burada olduğu için biz o bölgelere gidemiyoruz. O konuda en çok mustarip olduğumuz durum devletten ziyade kayıt dışı ekonominin hala devam ediyor olması. ÖTV ve KDV ödemeyen bu kayıt dışı yapıların devlete de çok büyük zararı oluyor” değerlendirmesinde bulundu.
Yasal Düzenlemeler
Türkiye’de kozmetik alanında yapılan yasal düzenlemeleri yeterli bulmadığını belirten Arslan, “Nihai tüketiciye bir ürünü aldığı zaman bir numaradan ulaşarak bunu kontrol etme imkânını tanımak lazım. Bu numarayı internetten de takip etmek mümkün kılınabilir” dedi. Konuyla ilgili olarak yurtdışında Türkiye’den daha kötü olan ülkeler de olduğunu belirten Arslan, “Örneğin Azerbaycan’a ihracat yapıyoruz. Biz yasal ihracat yaptığımız halde çok zorlanıyoruz
çünkü para bize yasal yoldan iletilmiyor. Aslında banka yoluyla göndermeleri gerekir fakat onlarda öyle bir kayıt dışı ekonomi var ki; bir firma açıp ihracatı onun üzerinden gerçekleştirip firmayı kapatıyorlar. Böylelikle paranın nereden geldiği belli olmuyor. Biz parayı bankaya yatırırken beyan ediyoruz durumu fakat bu paralar ihracat kalemine yansımıyor. Öte yandan, AB ülkelerinde bu işler çok güzel yürütülüyor” dedi.
Ambalajda Avrupa’yı Geçmemiz Mümkün
Arslan, ambalaj konusunda şu açıklamayı yaptı: “Ambalaj bizim için çok önemli ancak Türkiye’de herkes ucuza kaçmanın
yollarını arıyor. Örneğin çok tüketilen kezzap ya da çamaşır suyuna yönelik kapak üretiliyor. Biz bu nedenle kaliteli kapak bulamıyoruz. Türkiye’deki ambalaj üretimi ihtiyacımıza cevap vermiyor. Yurtdışından getirmek de çok fazla masraflı oluyor çünkü boş gelen kutu ya da ambalaj gümrükte dolu muamelesi görüyor. Bizim isteğimiz bu iş Türkiye’de kaliteli yapılırsa bizim işlerimiz daha iyi olur, Avrupa’yı yakalarız hatta geçebiliriz bile.”