Hazırlayan : Aslı Delikara
Yaşlanma karşıtı ürünlerin içeriğinde sıkça kullanılan büyüme faktörleri, yaşlılık etkilerini tersine çevirmek için kullanılıyor. Charm&Beauty, Dermatoloji Uzmanı Dr. Ömür Tekeli’ye büyüme faktörleri hakkında merak ettiğiniz herşeyi sordu.
Büyüme faktörü dediğimiz şeyler nedir, bunlar bir çeşit hormon mudur?
Büyüme faktörleri ve hormonları ayrı iki gruptur hormon hipofiz bezinin bir salgısı faktörler ise trombositlerin bir salgısı olarak özetlenebilir. Growth faktörler, meyvelerden ya da insan fibroblast kültürlerinden elde edilebilmektedir.
Bu maddelerin kullanımı hangi dozda tehlikeli olabilir, kanser etkisi yapıp yapmadığı biliniyor mu?
Topikal ürünlerde doz tehlikesi yok denecek kadar azdır, kanser ile ilgili spekülasyon büyüme hormon enjeksiyonları ile ortaya çıkabilecek ve irdelenmesi gereken ayrı bir konudur; büyüme faktörleri bu konuda daha güvenilir bir kullanım profiline sahiptir.
Bu maddeler, hangi hastalıkların tedavisinde de kullanılmakta? Tıpta sizce hangi alanlarda kullanılacak?
Growth Faktör’ler şu alanlarda kullanılmaktadır:
Tüm cildin yapılanmasında, parlak ve sağlıklı görünüm elde etmesi için
Saç ekimi sonrası veya saç problemlerinde
Yüz, boyun, dekolte, bacak, eller ve kolların estetik tedavisi
Oluşmuş kırışıklıkların giderilmesi, elastikiyet kaybı
Oluşmuş olan yara, çatlak izlerinin iyileşmesine destek olmak amacıyla
Hiperpigmentasyon
Kolajen azalması
Dermal-epidermal bağlantı noktasında düzleşme
Atipi Epidermal hücrelerin sağlıklı hale getirilmesi
Solar radyasyon ve Fotokimyasal etkileri tamir etme
Lazer veya kimyasal peeling uygulama sonrası cildin yapılanmasına yardımcı olmak.
Kol altı veya göğüs sarkmalarında toparlamaya yardımcı olmak amaçlı olarak güvenle kullanılabilir.
Growth Faktör içerikli ürünler serbestçe satılıyor, birden çok bu içerikte ürün kullanımının bir zararı olabilir mi, bu ürünler sizce doktor gözetiminde ve önerisinde mi kullanılmalı?
Nano teknolojinin çok kritik öneme sahip olduğu etken maddeler olduğundan hem öneri alırken hem de uygulamada doktor kontrolü etkinlik ve sağlık açısından büyük önem taşımaktadır.
Kullandığımız bir üründe büyüme faktörü olup olmadığını nasıl anlarız? Hangi isimlerle kozmetiklerde içerik oluyorlar?
Oligopeptide-1 (EGF)
Oligopeptide-2 (IGF-1)
Polypeptide-1 (bFGF)
Polypeptide-11 (aFGF)
Gibi isimlerle karşımıza çıkabilir.
Bu içerikler her yaşta kullanılır mı?
30’lu yaşlardan sonra sıklıkla bu düzgün hücresel döngünün bozuk işlemesi sıklıkla karşımıza çıkabilmekte ve büyüme faktörleri bu noktada imdadımıza yetişmektedir.
Büyüme faktörü olan içeriklerin faydaları nelerdir?
En çok karşımıza çıkan çeşitleri:
1- Epidermal büyüme faktörü: Hücre yenilenmesini çarpıcı bir şekilde artırmak, ince çizgileri ve lekeleri görülür biçimde azaltmak için tasarlanmıştır. Epidermal Büyüme Faktörü (Epidermal growth factor, EGF); 53 amino asitlik bir polipeptittir. Birçok dokuda bulunur ve trombosit degranülasyonu yani yıkımı sırasında salınır. Hücrelerin çoğunda EGF’e ait reseptörler bulunur. En çok sayıda alıcı (reseptör) epitel hücrelerde bulunur; ancak endotel hücreler, fibroblast yani bağdokunun temel üretiminden sorumlu hücrelerde ve düz kas hücrelerinde de reseptörler vardır. Yeni sağlıklı damar yapımını ve yara iyileşme regülasyonunu sağlayan enzim olan kollagenaz aktivitesini uyarıcı özelliğe sahiptir.
Farklı yara modellerinde EGF’lerin etkilerini araştıran birçok çalışma yapılmıştır. EGF, her gün topikal uygulandığında, tavşan kulağı yara modeli, derin yerleşimli epidermal yaralar ve parsiyel kalınlıktaki yanıkların iyileşmesini arttırmıştır. Kobaylarda, EGF ile desteklenen yaralarda, desteklenmeyenlere oranla, daha fazla kollajen ve glikozaminoglikan yani bağ dokusu yapı taşlarının toplandığı, ayrıca hücresel zenginliğin arttığı gösterilmiştir. Diabetik kobaylarda, EGF desteği, kollajen birikimini hızlandırmış şeker hastalarındaki doku yıkımını ve organ hasarlarını önleyebilecek özelliklere sahiptir.
2- Fibroblast Büyüme Faktörü (Fibroblast growth factor, FGF); Mezenkimal hücreler için mitojen olarak ilk kez bulunan bu faktörün an-jiogenezi uyardığı ve yara iyileşmesinde rolü olduğu gösterilmiştir. Hem asidik hem de bazik olmak üzere iki tip FGF tanımlanmıştır. Bazik FGF’ün damarlanmayı uyarıcı özelliği yaklaşık 10 kat fazladır. Endotelial hücreler FGF’yi hem sentezler hem de ona yanıt verirler. Her iki tip FGF de endotel proliferasyonu ve motiliteyi arttırarak neovaskülarizasyonu hızlandırır. Heparinin etkilerini güçlendirir. Bazik FGF, ayrıca kollajen sentezini de uyarır; yara kontraksiyonunu, epitelizasyonu, fibronektin ve proteoglikan sentezim uyarır.
FGF de çeşitli hayvan modellerinde incelenmiş; kobay kulağındaki yaraya topikal uygulanımı sonrası, bazik FGF’nin epitelizasyonu hızlandırdığı gösterilmiştir. Kobaylara subkütan enjeksiyon ile hücre sayısı ve kollajen içeriği artmıştır. Topikal bazik FGF, farelerde enfeksiyon ve diyabetin neden olabileceği yara iyileşmesi sorunlarına olumlu etki eder.
3- Trombosit Kaynaklı Büyüme Faktörü (Platelet-derived growth factor, PDGF); Trombositlerin alfa granülleri içinde bulunur. 32000 dalton ağırlığında bir glikoprotein olan PDGF, 2 disülfit bağıyla bağlanmış bölümden oluşur. A ve B adını alan bu üniteler yüzde 56 oranında benzerlik gösterirler. AA, AB ve BB şekillerin de ifade edilen faktörün her üç formunun biyolojik aktiviteleri temelde benzer olup B ünitesi mitogenezi biraz daha güçlü uyarabilir. Tümörler, endotel hücreler, makrofajlar, düz kas hücreleri ve trombositler PDGF benzeri büyüme faktörleri salgılarlar.
Trombosit kaynaklı büyüme faktörü; makrofajlar ve polimorf nüveli lökositlerin kemotaksisini uyarır. Fibroblast ve düz kas hücrelerinde hem kemotaksis hem mitogenezi uyarır. Trombosit kaynaklı büyüme faktörü, kollajen, hyalüran ve fibronektin sentezini uyarır; ayrıca kollajenaz aktivitesini arttırır.
Trombosit kaynaklı büyüme faktörünün bir alandaki konsantrasyonu, hangi hücrelerin ona daha çok yanıt verme yeteneğinde olduğunu gösterir, çünkü farklı hücreler, farklı PDGF konsantrasyonları ile o ortama çekilirler.
Trombosit kaynaklı büyüme faktörü, hayvan modellerinde, etkili bir yara iyileşmesi destekleyicisi olarak gösterilmiştir. Tavşan kulağı modelinde yara iyileşme hızını arttırdığı saptanmıştır. Farelere yerleştirilen subkütan sponçlara hergün PDGF beta enjekte edilmiş ve enjeksiyon yapılmayanlara oranla, yapılanlarda, tedavinin yedinci gününde hücre miktarında ve kollajen içeriğinde artma saptanmıştır. Farelerdeki insizyonel yaralanmalara kollajen vehikül içinde PDGF-BB uygulandığında, yedi hafta sonunda, kontrollere oranla, yara iyileşmesi daha belirgin olarak saptanmıştır. Radyasyon uygulanmış kobaylardaki insizyonel yaralar, kollajen vehikül içinde PDGF-BB ile desteklendiğinde, 7 ve 12. günlerde, yaranın sağlamlığında belirgin artma olduğu gösterilmiştir. Diyabetik farelerde eksizyonel yaralar, PDGF’ün topikal uygulanımı ile desteklendiğinde daha hızlı kapanmıştır.
Tüm bu growth faktörler küçük biyolojik protein parçalarıdır ve cytokin grubuna aittirler. Onlar hücresel üreme mekanizmasının dışsal kontrolünde ve hücrelerarası iletişimin anahtarlarıdır, yüksek (yoğun) yenilenme, onarım ve anti aging gücü gibi.
-keratinocytes çoğalmasında düşme, azalma, corneum tabakasının yoğunluğunda (kalınlığında) iyileşme, artma.
-Kolajen lif üretimini uyarma ve elastini güçlendirerek cilde destek.
-Yeni kan damarlarının oluşumuna aracılık etmek, tüm dokuların beslenmesine katkıda bulunmak.
-Hücresel oksidasyon etkilerinde azalma.
-Hücre yenilenmesinde artış, yüksek düzeyde epidermis üretiminde onarım ve yenilenme.
En doğal elde edilen büyüme faktörleri PRP ile elde edilendir.
Prp uygulaması kişiden alınan bir miktar kan santrifüj işleminden geçirilerek plateletlerin ayrışması sağlanır. Ayrışmış plateletler normalden 10 katı kadar daha fazla yoğunluğa sahiptir. Elde edilen ayrışmış plateletler (trombosit hücreleri) tedavi yapılacak bölgeye enjekte edilir. Plateletler cilt alında büyüme faktörlerinin serbest kalmasını sağlar. Büyüme faktörleri kolajen ve hyaluronik asit üretimini arttırarak onarımın gerçekleşmesi, kırışıklıklar-akne gibi cilt problemlerinin etkili biçimde giderilmesi ve yenilenmesinde etki gösterir.