• Oldukça güzel ve bakımlı bir kadınsınız. Formunuzu nasıl koruyorsunuz? Belli bir güzellik rutininiz var mı?
Motorsporlarında başarılı olabilmeniz için güçlü bir bünyeye sahip olmanız gerekiyor. Ben de dengeli beslenmeye ve haftada en az üç gün spor yapmaya gayret ediyorum. Yarışlarda çok efor sarfediyoruz ve vücudun tekrar toparlanması için sağlıklı beslenmemiz gerekiyor. Dolayısıyla sadece antrenman zamanı değil her zaman beslenmeme dikkat ediyorum. Genelde karbonhidrat ve protein dengeli beslenmeye özen gösteriyorum. Sebze ve meyve çok severim ama et, tavuk veya balığı da asla ihmal etmem. Yarış haftasında ise biraz daha fazla karbonhidrat
tüketiyorum. Formumu korumak için ara öğünlerle beraber günde 4-6 öğün yemeye çalışıyorum. Sabah 09:00 gibi kahvaltı yapıyorum, akşam yemeğimi ise 18:30-19:00 arası yiyorum. 19:00’dan sonra hiç bir şey tüketmemeye dikkat ediyorum.
• Ralli müsabakaları hayatınıza nasıl girdi?
Küçüklüğümden beri arabalara karşı bir ilgim vardı. Ailem de bu ilgimi görünce beni eğitimini almaya yönlendirdi. Ehliyet aldıktan sonra öğrenebilmem ve kendimi geliştirebilmem adına bana destek oldu ve beni yönlendirdiler. Ben de yurt içi ve yurtdışından alanında prosefyonel olan eğitimcilerden eğitimler almaya başladım. Önce iki yıl boyunca pistte yarıştım. Daha sonra tırmanma ve otokros gibi farklı disiplinler denedim. Bir yandan da eğitimime devam ederek Koç Üniversitesi İngiliz Dili ve Karşılaştırmalı Edebiyat bölümünden 2012 yılında mezun oldum. Fakat pistlere olan tutkum ve ailemin desteği beni ralli pilotu olmaya yöneltti.
• Ralliden başka hangi spor dallarıyla ilgileniyorsunuz?
Sporun hemen hemen her türlüsüne karşı ilgim var. Küçüklüğümden beri voleybol, okçuluk, binicilik ve tenis gibi
birçok sporla uğraştım. Hala zaman buldukça da at binmeye ve tenis oynamaya çalışıyorum.
• Müsabakalara katılmak için nasıl bir eğitimden geçtiniz?
Otomobil sporları kariyerime 18 yaşında Safari Motorsports’tan aldığım eğitim ile başladım ve 2008-2009 sezonlarında pist yarışlarına katıldım. 2010 sezonunda rallikros ve tırmanma yarışlarına katılarak tecrübemi arttırdım. 2011 sezonunda Neo Motorspor adına Türkiye Ralli Şampiyonasına katıldım. 2011 Ralli Sezonunu İstanbul Ralli Kupası’nda ise hem Sınıf 5, hem de Kadın Pilotlar Birincisi olarak tamamladım. 2012 sezonunda Pegasus Racing adına Afşin Baydar co-pilotluğunda Fiat Punto S1600 ile Türkiye Ralli Şampiyonası’nı takip ettim. Türkiye Ralli Kadın Pilotlar ve Sınıf 5 birinciliklerimi kazandım. Türkiye’deki eğitim programları haricinde İtalya’da Vittorio Caneva Rally School, Norveç’te John Haugland Winter Rally School’da eğitim gördüm. 2013 ve 2014 sezonlarında Neo Motorspor adına Türkiye Ralli Şampiyonası’nda yarıştım ve üç kez üst üste Kadın Pilotlar Birinciliği’ni elde etmiş oldum. Bundan sonra Türkiye dışındaki yarışlarda da iddiaalı konuma gelip Avrupa’ya ve Dünya’ya Simin Bıçakcıoğlu ismini duyurmak istiyorum.
• Etrafınızdakiler ralli yaptığınız için size nasıl tepki verdi? Erkeklerin gıpta ettiği oluyor mu? Ralli bir erkek sporu olarak mı algılanıyor?
Erkek egemen bir sporda kadın olarak mücadele etmek bir hayli zor. Gerek fiziksel gerek kullanım açısından birçok
zorlukla karşı karşıyayız. Çevremdeki arkadaşlarım bile başta çok yadırgamışlardı. Fakat her geçen gün kazandığım başarılarımla ve aldığım eğitimlerle beni çok fazla takdir etmeye ve saygı duymaya başladılar. Gerçekten sizin bir şeyler başaramayacağınızı belki de kısa süreli bir hobi olarak bu işi yapacağınızı düşünen insanlara bu başarıları kanıtlamak oldukça gurur verici.
• Türkiye’de ralli popüler bir spor dalı mı? Ülkemizde daha çok sevilmesi ve sponsor bulması için neler yapılması gerekli olur?
Rallinin ülkemizde çok fazla takipçisi olmamakla birlikte giderek artan bir ralli seven kitlesi var. Aslında otomobilleri seven bir toplumuz ama yine de ralli için gereken ilgiye ulaştığımızı düşünmüyorum. Bu konuda devletin de daha fazla destek olabileceği düşüncesindeyim. Çünkü daha geniş çaplı bir duyuru ve çalışma yapılabilir. İnsanlara ralliyi sevdirecek farklı etkinlikler de işin içine katılabilir. Spor medyasına da aslında büyük görev
düşüyor. Çünkü işin içine biraz daha girmeli ve diğer spor dallarını da daha fazla desteklemeliler. Bu işbirlikleri ralliyi ülkemizde daha farklı noktalara getirebilir ve daha geniş kitlelere yayarak sevilmesini sağlayabiliriz.
• Hiç kaza atlattınız mı?
Evet bu yılki 100. Yıl Çanakkale Rallisi’nde talihsiz bir kaza yaşadım. Yedi yıldır kazasız sürdürdüğüm ralli yarışlarında ilk defa takla attım. Bu da nazar boncuğumuz olur umarım.
• Ralli masraflı bir spor dalı mı? Giderlerinizi siz mi karşılıyorsunuz? Ralli müsabakaları kolay sponsor bulabiliyor mu?
Rallide büyük hedeflerimiz var ama bu hedeflere ulaşmak için de ciddi bütçelere ihtiyacımız var. Dolayısıyla bu giderlerimizi sponsorlar aracılığıyla karşılayabiliyoruz. Dünyada bu spora gerçekten değer veriliyor ve çok geniş kitleler tarafından takip ediliyor. Ülkemizde de ralliye olan ilgi yoğunluk kazandıkça
sponsor bulmada daha az sorun yaşayacağımıza ve markalardan daha fazla destek göreceğimize inanıyorum. Çünkü maalesef ülkemizde spor denince insanların aklına genellikle yüzde 80 futbol geliyor. Spor kanallarımız, spor dergilerimiz ve ilgiyle takip edilen günlük spor gazetelerimiz var. Sponsor bulamayınca
masrafları kendimiz karşılamak zorunda kalıyoruz. Bu da tabiki bizim için zorlayıcı bir süreç oluyor.
• Ralliden başka hangi mesleği icra ediyorsunuz?
Lojistik şirketimiz var ve orada yöneticilik yapıyorum.
• Gelecekte kendinizi nerede görüyorsunuz?Gerçekleştirmeyi düşündüğünüz ve sizi mutlu eden
hayalleriniz var mı?
2015 sezonunda Türkiye Şampiyonası haricinde, Avrupa Ralli Şampiyonası’nın bazı yarışlarına katılıp yeni başarılar kazanmayı hedeflliyorum. Ülkemde biraz daha kendimi geliştirip sonrasında Avrupa Ralli Şampiyonası’nda Kadınlar Şampiyonu olmak gibi bir hedefim var. Doğru zamanda doğru yerde doğru kişilerle yapacağımız iş birliği ile bu başarıyı kazanıp ülkemizin bayrağını Avrupa’da dalgalandırmak istiyorum.