Beslenmede katıksız ve organik yiyeceklere dönüşle beraber estetikte de gençleşme, incelme gibi işlemlerde doğal görünüm ön plana çıkıyor.
Türkiye’de son 20 yılda estetik ameliyatlara olan talebin artmasıyla büyük bir ekonomik potansiyelin de geliştiğini söyleyen Superplast Estetik Plastik ve Rekonsrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Hüseyin Güner, artık davul derisi gibi gerilmiş yüzler, hokka burunlar veya dolgun dudaklar yerine doğal görünümlü operasyonların tercih edildiğini söylüyor. Charm&Beauty, Op. Dr. Hüseyin Güner’le, estetikte öne çıkan trendleri ve gelişen yeni teknolojiler hakkında sizin için konuştu…
1- Kadınlar yüz gerdirme operasyonlarından ne bekliyorlar? Bazı operasyonların sonucu neden olumlu olmuyor?
Kadınların çoğu yüz germe operasyonlarından ne beklediğini bilerek bize geliyor. Çoğunun ortak beklentisi gençleşme. Ancak hemen hemen hepsi kaygılı. Sokakta rastladıkları estetik yaptırmış ancak doğal olmayan görünüme sahip kadınlardan olmaktan korkuyorlar ve bunu da dile getiriyorlar. Oysa onların yani sokakta yürürken rastladığınız çoğu kadın yüz germe hastası değil. Onlar, bir takım plastik cerrah olmayan ehil olmayan kişilerin ellerinde yüze enjekte edilen, bizim asla tercih etmediğimiz kalıcı dolgu ve benzeri maddelerle yüzü gözü bozulmuş hastaları sanki yüz germe işlemi geçirmiş gibi düşünüyorlar ve onlara benzeyecekleri korkusunu taşıyorlar. Hepsinin ana beklentisi gençleşmek ve bahsettiğimiz doğal olmayan görünüme sahip estetik işlem geçirmiş kadınlara benzememek. Bu yüzden bu hastalarımızı yaptığımız uygulamalarla gençleşeceklerine ikna etmek, diğer sokakta gördükleri ve onları korkutan hastalara benzemeyeceklerine ikna etmek zaman alıyor. Bu yüzden estetik yaptırma kararı alan kişinin işlem için başvuracağı uzmanı ve tecrübesini çok iyi araştırması şart.
2- Yüz gerdirme operasyonunun üstünden zaman geçince, ince çizgi, sarkma ve kırışıklıklarda tekrar artış oluyor mu? Operasyon geçiren bir kadın, ne kadar sürede toparlanabiliyor?
Yüz germe operasyonunun üzerinden belli bir zaman geçince ince çizgi ve kırışıklıklar tekrar oluşuyor, bu kaçınılmazdır. Operasyon geçiren bir hastanın 7-10 gün içerisinde kendisini toparlayarak işe başlayacak duruma gelmesi lazım. Ancak operasyonun büyüklüğüyle beraber bu süre bazen birkaç gün artabilir. Genellikle işe dönüş süresi 3-10 gün arasındadır. Bir mini lifting işleminde 3-4 günde işe başlayabilirken, mini lifting + yüze kök hücre enjeksiyonu+ lazer+ yağ enjeksiyonu gibi kombine işlemde bu süre 10 güne kadar çıkabilir. Orta yüz germe operasyonunda bu süre daha uzundur, ancak insan yüzünü çok değiştirdiği için biz kurum olarak bu operasyonları yapmayı çok fazla tercih etmiyoruz. Ameliyat sonrası erken dönemde ameliyat anında giderilen kırışıklıklar ödem nedeniyle daha da azalmış gibi görünür. Ancak 15 gün ila 2 ay içerisinde yüzdeki ödem gerileyince, ameliyattan hemen sonraki ilk bir haftada görünen gerginlik ve düz yüzey yok olur ve ince kırışıklıklar tekrar geri gelmiş gibi olur. Bu da hastalarda ameliyatın etkisinin hemen geçeceği düşüncesini oluşturur. Genellikle 2-3 ayda gördüğümüz sonuç uzun yıllar kalıcılığını korur. Ödem oluşumundan sonra artakalan ince kırışıklık ve bir takım pürüzler için kök hücre, lazer, ultrason, radyofrekans uygulamaları gibi bir çok destekleyici ve kalıcı olan tedaviler uygulayabiliyoruz. Şunu unutmamalıdır ki yüz germe ameliyatı, bir ince kırışıklık ameliyatı değil, sarkma ve yüzü tekrar şekillendirme ameliyatıdır.
3- Bazı kadınların burun ameliyatı ya da dudaklarına dolgu yaptırdığı hemen belli oluyor. Operasyonların daha doğal görünmesini nasıl sağlıyorsunuz?
Burada Uzman doktorun tecrübesi çok önem taşıyor. Tecrübe ile kimi nasıl daha doğal gösterebileceğinizi anlayabiliyorsunuz. Zaman içinde hangi hastaya nasıl bir yöntem uygularsak sonucu tahmin edebiliyoruz. İşe yeni başladığımız henüz tecrübemizin olmadığı dönemlerde elimizdeki materyali, yani insan yüzünü neye benzeteceğimizi bazen bilemiyorduk. Kafamızda ne yapabileceğimizle ilgili tam ve net bir bilgi genellikle olmuyordu. Ama şimdi genç arkadaşlarımız çok daha şanslı. Bizim için sıkıntı olan o aşamaları artık bilgisayar teknolojisini kullanarak aşıyoruz. Genellikle işlem yapılan yüzü neye benzeteceğimizle ilgili kaygımızı, bilgisayar çalışmaları gideriyor. Ancak nasıl bir teknik uygulayıp bilgisayarda yaptığımız ameliyat sonrası görüntüye nasıl ulaşacağımızı ancak cerrahın tecrübesi ve seçtiği yöntemler belirliyor. Yani işlemi yapan uzman ve tecrübesi önemli.
4- Estetikte en son trendleri bizimle paylaşır mısınız?
Her sene ameliyatsız yöntemler katlanarak artıyor. Son 10 yılda bulunan yeni ameliyat yöntemi hemen hemen hiç yok, ancak son 10 senede bulunan yeni ameliyatsız yöntem sayısı yüzlerce diyebilirim.10 yıl önce olan hiç bir teknolojiyi şu anda kullanmıyoruz sürekli yenileniyorlar. Her iki yılda bir daha üstün bir teknoloji çıkıyor. Biz ameliyatlarla ilgili sadece tecrübemizi artırıyoruz. Yani ameliyatlar olduğu yerde duruyor biz onları daha iyi kullanmayı geliştiriyoruz. Ameliyatlarda yeni bir teknik bildiğim kadarıyla birkaç tane var. O da Meme ve yüzde, ama ameliyatsız yöntemlerdeki ilerleme inanılmaz.
5- Yeni teknolojiler daha doğal görünmemizi nasıl sağlıyor? Hangi dolgu malzemelerini kullanmayı tercih ediyorsunuz?
Yeni teknolojiler vücudumuzda nereye uygulanırsa uygulansın tamir eden hücreleri, mesela ciltse cilt içindeki fibroblastları kök hücreleri uyarıyor, yağ dokusuysa bağ dokusunun içindeki fibroblastları kök hücreleri ve diğer hücreleri uyararak rejenerasyon (yenilenme) sağlıyor Yani gençleşmenize olanak tanıyor. Teknolojilerin esas etkileri budur. Vücuda direkt değil, dolaylı olarak etki ediyor. Vücuttaki hücreleri yara oluşturmadan sadece uyararak belli bir bölgede gençleşme, sıkılaşma, incelme oluşturmak mümkün. Dolgu malzemelerinde yüzde 99 “hyalüronik asit” bazlı dolgu malzemesi kullanılır. Hastalar içinde “asit” kelimesi yer aldığından ve bunun ne olduğunu bilmediklerinden dolayı tedirginlik yaşıyorlar. Bu hyalüronat denilen şey vücudun temel yapı taşıdır. Dermiste kollojen şeklinde bulunur, bunlar yan yana gelir farklı şekilde pakettlenir kolojen olur. Mesela kemik ve kıkırdakta o paketin içine kalsiyum çok yüksek miktarda konunca kemik veya kıkırdak olur, yine dişte flor konur diş oluşturur, kasta kası oluşturur, yani aslında vücudumuzda her yerde hyalüronat vardır. Fakat biz hyalüronat maddesini daha yumuşak formlarda dolgunluk versin diye kullanıyoruz. Ya da serbest formda vücudun rejenaritik hücreleri ne yapmayı hedefliyorsa o ana temel maddeyi alıp işleyip kolojen, elastik fiber yapması ve cildi sıkılaştırması için kullanıyoruz. Yani dışarıdan enjekte edilen insandaki hyalüronik asidin bire bir aynısı ama insan ya da hayvandan üretilen değil, laboratuarda üretilen şekli kullanılıyor. Dolgu olarak en çok bu hali kullanılıyor.
Çok teşekkür ederiz.