Tarihi ve kültürel öğeleri tasarım ürünlerine dönüştüren Bilkent Kültür Girişimi (BKG), Osmanlı’dan kalan ilk parfümün formülünü tozlu raflardan indiriyor. Yarım asıra dayanan tarihi ile ‘Buhur Suyu’ oda kokusu ve parfümü, Latis-i Harem markasıyla müze mağazalarında satışa sunuluyor.
Kültürel mirasın yeniden keşfedilmesi amacıyla çeşitli projeler hayata geçiren Bilkent Kültür Girişimi (BKG), Osmanlı İmparatorluğu döneminin parfümcülük alanındaki ilk örneği ‘Buhur Suyu’nu günümüze taşıyor. Harem kokularından esinlenilerek hazırlanan oda kokusu ve parfümü dekoratif şişeleri ve mistik kokusu ile dikkat çekiyor. Osmanlı İmparatorluğu’nda parfümcülük alanında çok az sayıda kaynak bulunmasına rağmen, yaklaşık 500 yıllık bir geçmişe sahip olan Buhur Suyu, Osmanlı’nın bilinen ilk parfümü.
Kraliçe Elizabeth’e mektup
İsmi gibi ilginç bir hikâyeye sahip olan bu mistik kokuya ilişkin tarihteki bilgiler, 1593 yılında İngiltere Krallığı’nın Osmanlı İmparatorluğu nezdindeki ikinci elçisi olan Sir Edward Burton’ın Kraliçe Elizabeth’e sunduğu bir raporda ortaya çıkıyor. Sir Burton, raporunda, İstanbul’da şerefine düzenlenen ziyafet sonrasında ellerini içinde öd ağacı, misk, sandal ağacı ve çiçek suyu bulunan çok güzel kokulu bir suyla yıkadıklarını belirtiyor.
BKG tarafından yeniden hayat kazanan buhur suyunun hazırlanışına dair ilk belge ise Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi’nde bulunan Çamaşırcıbaşı Yusuf Ağa’nın 1708 tarihli defterinde yer alıyor. Bu belgede buhur suyunun mucidinin Ankaralı Mustafa Ağa olduğu anlaşılıyor.
Hırka-i Şerif’e davet
Tanzimat döneminden önce Topkapı Sarayı’nda her yıl Ramazan ayının on beşinci gününden sonra padişaha takdim edilen buhur suyu, Enderun’un Seferli Odası’nda imal ediliyordu. Buhur suyu padişahın yanı sıra, saray mensuplarına, vükelaya, hareme, ulemaya zarif billur şişeler içerisinde dağıtılıyordu. Buhur suyu, aynı zamanda verilen şahsın Hırka-i Şerif alanına davet edilmesi anlamına da geliyordu.
