Pazartesi, Mart 8, 2021
Beauty Turkey
Advertisement
  • Makyaj
  • Bakım
  • Sağlık
  • Moda
  • Etkinlik
  • Teknoloji
  • Sektör
  • İletişim
No Result
View All Result
Beauty Turkey
  • Makyaj
  • Bakım
  • Sağlık
  • Moda
  • Etkinlik
  • Teknoloji
  • Sektör
  • İletişim
No Result
View All Result
Beauty Turkey
No Result
View All Result

Kınanın Öyküsü

by Amine Nur Yılmaz
2013/05/29

Bin yıllardır devam eden göçler ve kültürel etkileşimler yüzünden kına ve kına geleneğinin tam olarak nerede ve ne zaman ortaya çıktığı bilinemiyor. Ancak tarihçiler kınanın en az beş bin yıldır hem kozmetik malzemesi hem de ilaç olarak kullanıldığını tahmin ediyor. Bazı bilim adamları ise kınanın tarih öncesi Hindistan’da ortaya çıktığına inanıyor. Öte yandan bir başka görüş de kınanın Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da kullanıldığını, Hindistan’a ise 12. yy’da Mısır Kralı tara­fından getirildiği yönünde. Ayrıca, kınanın dokuz bin yıldan daha eski bir maziye sahip olduğunu belirten bazı dökümanlar olduğu da belirtiliyor.
Kına Ağacı
Kına, Arabistan’da yetişen kına ağacının yapraklarının kurutulup öğütülmesi ile elde ediliyor. Erkekler kına ile saç ve sakallarını boyarken, kadınlar ise saçlarını ve ellerini boyuyor. Kına sadece zenginler arasında değil, takı ve değerli mücevherler almaya gücü yetmeyen yoksullar arasında da, özellikle vücutlarını boyama konusunda, bir hayli popüler.
Kına soğutucu ve vücudu rahatsız etmeden kurutucu özelliklere sahip­tir. Kına, vücuda sürülür, sertlikleri yumuşatır. Su ile kaynatılarak ateş yanığı üzerine sürülürse gayet faydalıdır. Soğutucu, hafif rutubet verici ve yumuşatıcı özelliğe sahiptir.
Osmanlı’da Kına Âdeti
Osmanlı döneminde kına gecesinde gelin, genç kızlar ve yengeler, bindallı adı verilen, kadife veya atlas üzerine dival tekniğinde işlemeli ağır elbiseler giyerler, gelinin yüzüne pullu al duvak örtülürdü. Damadın akrabalarından birkaç kişi, kınayı gümüş tepsi içinde ve üzerine iki mum dikerek gelin evine getirirlerdi. Bütün misafirler yerlerini aldıktan sonra, kayınvalide kendi getirdiği ipek kumaşı yolluk gibi önüne serdi­rirdi. Gelin ve arkadaşları, ellerinde yanan mumlarla ve gelinin başına bereket paraları saçarak davetlilerin yanına gelirlerdi.
Gelin, yere serilen kumaşın üzerinde yürüyerek iyi tanımadığı kayınvalidesinin elini öpmeye gider­di. Ortaya kuruyemiş, çörek, badem şekeri getirilir, kına gecesine özgü türkü ve maniler söylenerek gelin ağlatılır, bunun bereket getireceğine inanılırdı. Daha sonra gelin bir yastığa oturtulur, kayın­valdesi avucunun ortasına bir altın koyar, mutlu evliliği olan bir hanım tarafından avuçlarına, parmak uçlarına ve ayak başparmaklarına kına yakılırdı. Gelin avucundaki bu altını uğur ve bereket için saklardı. Arkadaşları da kısmetleri açık olsun diye kendi ellerine kına yakarlardı.

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uncategorized

Online Magazin

Şubat 13, 2020
BOYNER’DEN “KOZMETİKTE ŞANSLI 7 GÜN”
Etkinlik

BOYNER’DEN “KOZMETİKTE ŞANSLI 7 GÜN”

Şubat 10, 2020
Zamanın etkilerini durduran formül; Somon DNA
Estetik

Zamanın etkilerini durduran formül; Somon DNA

Şubat 10, 2020
MARKALAŞMA HAMLESİ BAŞLATAN GİZ KOZMETİK DÜNYAYA AÇILIYOR
Makyaj

MARKALAŞMA HAMLESİ BAŞLATAN GİZ KOZMETİK DÜNYAYA AÇILIYOR

Şubat 10, 2020
PETA Derneği’nden AVON’a Akreditasyon
Bakım

PETA Derneği’nden AVON’a Akreditasyon

Şubat 10, 2020
Elidor’un Marka Elçisi Zeynep Bastık Oldu
Bakım

Elidor’un Marka Elçisi Zeynep Bastık Oldu

Şubat 12, 2020

İstmag ©2019 Her Hakkı Saklıdır

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • İletişim
  • Makyaj
  • Bakım
  • Estetik
  • Moda
  • Etkinlik
  • Teknoloji
  • Sektör

İstmag ©2019 Her Hakkı Saklıdır