Saç, sadece kadınların değil, erkeklerin de en önemli aksesuarıdır. Görevi sadece güzel bir görünüm sağlamak değildir. Saç aynı zamanda vücut ısısının dengelenmesi ve deriyi dış etkenlerden koruma görevlerini de üstlenir. Günde 150’nin üzerinde saç teli kaybı, saç dökülmesi olarak tanımlanır.
Esteworld Plastik Cerrahi Hastaneleri’nden Dr. Fatma Gülşen Özle “kadınların yüzde 40’ının, erkeklerin ise yüzde 50’sinin hayatlarında en az bir kez bu sorunu yaşadığının altını çiziyor.”
Yetişkin bir insanın başında yaklaşık 100 bin kıl folikülü vardır.Bu sayı sarışınlarda yaklaşık 140 bin, esmerlerde 105 bin, kızıllarda ise 90 bindir. Mevsimlere göre değişiklik gösterse de günde 50 ila 150 arasında saç teli dökülmesi normaldir. Ancak bu sayının üzerine çıkılması saç kaybı anlamına gelir. Saç kaybının en önemli sebebi genetiktir. Genetik saç dökülmesi 20 ya da 30’lu yaşlarda dahi başlayabilir.
Sık fön çekilmesi ve saçları çok sıkı toplama da saç dökülmesi sebebi olabilir!
Saç dökülmesinde genetik faktörlerin rolü çok önemli olmakla birlikte başka sebepler de vardır. Bunlar; tiroid bezi hastalıkları, hamilelik, menopoz sonrası dönem ve diyabet hastalığı gibi endokrin hastalıklar, biotin, demir, protein, çinko eksikliği, kalori kısıtlayıcı diyetler gibi beslenme bozuklukları, doğum kontrol hapları, bazı mantar ilaçları, yüksek doz A vitamini gibi bazı ilaçlar, anemi, cerrahi işlemler, kanser, karaciğer hastalıkları, enfeksiyon hastalıkları gibi sistemik hastalıklar, psikolojik stres ve boya, perma gibi bir takım kimyasal işlemlerdir. Bunun dışında sık fön çekilmesi, kötü fırçalama, saçları çok sıkı toplama da saç dökülmesinin sebebi olabilir.
Deniz, havuz ve güneşe dikkat!
Yaz aylarına girdiğimiz şu günlerde Esteworld Plastik Cerrahi Hastaneleri saç ekimi uzmanı Dr. Fatma Gülşen Özle’nin bir uyarısı daha var. Dr. Özle, deniz suyu, güneş ışınları ve havuz sularındaki klorun da saç dökülmesine sebep olabileceğini özellikle hatırlatıyor. Saç dökülmesini önlemek için öncelikle sağlıklı ve dengeli beslenilmesi, stresten uzak durulması gerektiğinin altını çiziyor. Eğer ailesel riskler varsa daha da dikkatli olunmalı ve kontroller ihmal edilmemeli.